15 Temmuz Kurtuluş mücadelesinin en küçük şehitlerinden Mahir Ayabak. Henüz 17 yaşındaki Mahir, Atatürk Havalimanı’nda ilk şehit düşenler arasındaydı. “Hayalleri her aklıma geldiğinde yıkılıyorum” diyor babası Zahir Ayabak, ay yüzlü oğlunu anlatırken.
“Bir sene geçti aradan, ama bizim için hiç geçmedi. Aynı günü her gün yaşıyoruz. Yurt dışından gelen müşterilerimiz var. Her geldiklerinde onu soruyorlar. Biz hiç 15 Temmuz’u bitirip 16’ya geçemedik. Sabır etmeyi öğrendik o günden beri. Evlat acısının ne olduğunu öğrendik. O gece yine olsa biz yine aynı şekilde davranırdık. Ben kendimi kilitlemedim ki çocuğumu kilitleyim. Birlikte değildim çocuğumla ama vurulana kadar telefonda konuştuk. ‘Baba üzerimize ateş ediliyor’ demişti telefonda. Hangi arabadan ateş açıldığının bilgisini bile vermişti. Biz onun geleceği için hazırlık yapıyorduk. Çocuğumun geleceği elinden alındı. ‘Baba merak etme, artık ben yetiştim, sen daha çalışamazsın’ derdi bana. Hayalleri her aklıma geldiğinde bir kez daha yıkılıyorum.
Vatan için şehit olmuş benim oğlum, yine olsa yine gideriz. Bir beklentimiz yok da, her şey görüldüğü gibi de değil, herkesin kendi derdi var. Arayan soran oluyor sağ olsun, ama benim bildiğim kadarıyla sözde kalmış birçok şey. Toplum içinde, bak size halk sahip çıktı, o kadar yardımlar toplanıldı deniyor. Neler toplandı, neler yapıldı diye sormaları bile bizi rahatsız ediyor. Bizim hiçbir şeyden haberimiz yok çünkü.”